Author :
Abstract
Bu çalışma, 19. yüzyılın başlarından I. Dünya Savaşı’nın hemen öncesine kadar, buhar gücünün askerî uygulamalar ve doktrin üzerindeki derin etkilerini incelemektedir. Arşiv belgeleri, resmî devlet kayıtları ve bilimsel analizlerden yararlanılarak, buharla çalışan gemilerin ve hızla genişleyen demiryolu ağlarının savaşları nasıl yeniden şekillendirdiği; birliklerin sevkiyatını nasıl hızlandırdığı; deniz muharebelerini nasıl dönüştürdüğü ve jeopolitik rekabeti nasıl yoğunlaştırdığı ele alınmaktadır. Bulgular, buhar gücü sayesinde donanmaların rüzgârdan bağımsız hareket edebildiğini; zırhlı gemiler ve dretnotlar gibi yeni nesil savaş gemilerinin önceki gemi tiplerini hızla geçersiz kıldığını; kara ordularının ise kıtalar arasında birkaç günde büyük mesafeler kat edebildiğini göstermektedir. Bu gelişmeler, büyük güçler arasında silahlanma yarışlarını tetikleyerek stratejik ittifakları yeniden yapılandırmış ve 1914’te patlak veren küresel çatışmanın zeminini hazırlayan rekabet ruhunu körüklemiştir. Sonuç olarak, buhar gücünün yalnızca teknik bir yenilik olmaktan öte, askerî güç dengesini kökten değiştiren ve 20. yüzyılın mekanize savaşını öngören bir dönüştürücü etki yarattığı savunulmaktadır.
Keywords
Abstract
This study examines the profound effects of steam power on military practice and doctrine from the early nineteenth century to the eve of World War I. Employing archival documents, government records, and scholarly analyses, it explores how steam-driven ships and burgeoning railroad networks reshaped warfare by accelerating troop deployments, revolutionizing maritime engagements, and intensifying geopolitical rivalries. The research draws on both quantitative data—such as historical production rates of steam vessels and railway expansions—and qualitative accounts, including memoirs of naval officers and field commanders. Findings indicate that steam propulsion liberated fleets from the constraints of wind, introduced ironclads and eventually dreadnoughts that rendered earlier vessels nearly obsolete, and enabled overland armies to traverse continents in days rather than months. These developments, in turn, catalyzed arms races among the great powers, reconfigured strategic alliances, and fueled the competitive spirit that contributed to the outbreak of global conflict in 1914. Ultimately, the paper argues that steam power was more than a mere technical innovation; it was a transformative force that redefined the balance of military power and foreshadowed the mechanized warfare of the twentieth century.
