Ünlü sosyolog Max Weber koyu bir Alman milliyetçisi olmasına rağmen, ekonomik ve siyasi bireyselliği savunmuştur. Max Weber Bismarck döneminden sonra yaşayan Almanya’nın en önemli siyasi teorisyenidir. Weber bir milli ekonomist olarak farklı sosyal sınıfların devletin siyasi çıkarlarına ne kadar hizmet ettiklerine göre değerlendirmeler yapmıştır. Almanya’da sermayeyi ve emeği temsil eden sosyal sınıfların kendi ayakları üzerinde durabilmelerini ve ülkeyi yönetebilecek siyasi olgunluğa sahip olabilmelerini savunmuştur. Almanya’nın tıpkı İngiltere ve Amerika gibi iki kanatlı parti sistemiyle ekonomik gelişme yarışında öncü ülke olacağını ileri sürmüştür. Türkiye’nin Weber’i olarak tanınan Sabri Ülgener’e göre uzun yıllar boyunca uygulanan devletçi politikalar, Türk insanının irrasyonel zihniyetini değiştirmede, bireyselleşmesinde ve rasyonelleşmesinde başarılı bir dönüşüm gerçekleştirememişti. Ona göre Türk insanı, özgür bir siyasî ve ekonomik ortamda bireyselliğini ve rasyonel düşünme kabiliyetini daha hızlı kazanabilirdi. Hızlı değişme, tevarüs etme ve yeni kültüre uyum sağlama kabiliyeti olan toplumların sanayileşmesi daha hızlı olmaktadır. Bu çalışmada, Ülgener’in görüşleri ışığında, Türk toplumunda liberalizmin kültürle olan ilişkisinin değerlendirilmesi yapılmaktadır.
Although famous sociologist Max Weber was a German nationalist, he advocated economic and political individualism. Max Weber is Germany's most important political theorist after Bismarck era. As a national economist, Weber made evaluations according to how much different social classes serve the political interests of the state. He advocated that the social classes representing capital and labor should stand on their own feet and have the political maturity to govern the country. He argued that Germany would be the leading country in the economic development race with a two-wing party system, just like England and America. According to Sabri Ülgener, who is known as Turkey's Weber, the statist policies which were implemented for many years could not achieve a successful transformation in changing the mentality and rationalization of the Turkish people. According to him, Turkish people could gain their individuality and the ability to think rationally faster in a free political and economic environment. Societies with the ability to change rapidly, inherit and adapt to new cultures, industrialize faster. In this study, in the light of Ülgener's views, the relationship between liberalism and culture in Turkish society is evaluated.