Bu makale, Lady Montagu'nun Bay Pope'a yazdığı mektupta Doğu'nun insanlarının, kültürünün ve coğrafyasının Avrupalılar tarafından nasıl temsil edildiğini araştırmaktadır. Bu çalışmada, bir kültürü yerel halkın bakış açısıyla anlamak ve yerel halkın normalliğini, özgünlüğünü azaltmadan ortaya çıkarmakla ilgili olan Geertz'in ‘yoğun betimleme’ yaklaşımı kullanılmaktadır. Bir kültürün veya insan davranışının kapsamlı bir tanımı sadece davranışı değil aynı zamanda bağlamını da açıklar, böylece davranış dışarıdan biri için anlamlı hale gelir. Bu makale, Lady Montague'nin Bay Pope'a yazdığı mektuba odaklanır ve içindeki yoğun betimlemeleri yansıtır, aynı zamanda onu Honore De Balzac'ın Çölde Bir Tutku kısa hikâyesiyle ile karşılaştırır. Yoğun betimleme kavramı hakkında bilgi verildikten sonra, bu makale Lady Montagu'nun yoğun betimleme tekniğini nasıl kullandığını analiz eder. Geertz, kültürü bir anlam ağı, karmaşık bir yapı olarak tanımlar ve bir etnografın, kültürü yorumlarken bu karmaşıklığı analiz etmesi gerektiğini vurgular. Lady Montagu Türkiye'deki seyahati sırasında bir etnograf rolü üstlenmiştir. Onun için Türk kültürü erek kültür olarak işlev görmektedir. Bu çalışma, onun bu kültüre ait olanı nasıl yorumladığını, fiziksel eylemi bağlam içerisinde nasıl yorumladığını ve yerel kültürü nasıl değerlendirdiğini analiz etmeye çalışmaktadır.
This article examines the representation of the people, culture, and geography of the Orient by Europeans in Lady Montagu’s letter to Mr. Pope. It engages in Clifford Geertz’s concept of ‘thick description,’ which involves understanding a culture from the perspective of local people and exposing their normalcy without reducing their particularity. A thick description of a culture not only explains behavior but also provides its context, making the behavior meaningful to an outsider. This article expands on this concept by focusing on Lady Montague’s letter to Mr. Pope and comparing and contrasting it with Honore De Balzac’s short story, A Passion in the Dessert. After introducing the concept of thick description, this article analyses how Lady Montagu employs thick description techniques. Geertz describes culture as a web of significance, a complex structure, and emphaiszes that while an ethnographers interpret culture, they must analyze this complexity. In the context of her time in Turkey, Lady Montagu functions as an ethnographer. For her, Turkish culture functions as the target culture. She interprets what belongs to this culture. This study seeks to analyze how she engages with the interpretation of physical actions within their context and how she understands the local culture.