Türk Toplumunda Yabancılaşma ve Kadın Üzerine Bir Çözümleme

Author :  

Year-Number: 2024-40
Yayımlanma Tarihi: 2024-03-19 13:14:29.0
Language : Türkçe
Konu : Felsefe ve Din Bilimleri
Number of pages: 197-207
Mendeley EndNote Alıntı Yap

Abstract

Türk toplumu diğer toplumlar gibi dinamik yapısıyla sürekli değişim halindedir. Toplumda meydana gelen değişimler, pek çok yapı ve kurumun da değişimini tetiklemekte, bu yapıları meydana getiren zihinsel süreçler değişimi, değişim de zihinsel süreçleri şekillendirmektedir. Söz konusu değişim, gelişim/çözülme şeklinde kendini gösterebilmektedir. Toplumdaki uyum, bağdaşma, bütünlük, eşgüdüm gibi olumlu ilkelerinin yok olması anlamına gelen çözülme süreci, yabancılaşma kavramı ile nitelendirilebilmektedir. Yabancılaşma teoloji, felsefe, sosyoloji, psikoloji, tıp gibi pek çok bilim alanında kullanılan bir kavram olsa da sosyoloji disipliniyle ön plana çıkmıştır. Bu noktada özellikle Marx’ın toplumsal hayatın iktisadi kökenlerine dair yaptığı çözümlemelerinin önemli bir yeri vardır. Türk toplumuna dair yapılan analizlerde de yabancılaşma kavramının oldukça sık kullanıldığı görülmektedir. Toplumda yaşanan değişim süreçlerinin öncesinde veya sonrasında çeşitli sosyal kesimlerin ekonomik, etnik, ideolojik ve dinsel sebeplerle olumlu/olumsuz etkilenmeleri mümkündür. Özellikle bedeni ve iktisadi güçlerin birisinden ya da her ikisinden yoksun olan bireyler (kadınlar, yaşlılar, engelliler, mülteciler, yoksullar vd.) değişim süreçlerinden daha fazla etkilenmekte, zihinsel ve eylemsel süreçlerini yönetemez hale gelmektedirler. Çalışmada Türk toplumunda kadının içinde bulunduğu durum yabancılaşma kavramı çerçevesinde ele alınmış, Marx’ın teorisinden yola çıkarak kadının üretim etkinliğine, ürününe, toplumuna ve cinsine (türüne) yabancılaşma süreçleri değerlendirilmiştir. Modernitenin sunmuş olduğu yaşam biçiminin, geleneksel ve dini algıların biçimlendirdiği kadın anlayışı ile çatıştığı noktalar ve bunun kadın üzerindeki olumsuz sonuçları sorgulanmıştır.

Keywords

Abstract

Turkish society, like other societies, is constantly changing with its dynamic structure. Changes occurring in society trigger the change of many structures and institutions, the mental processes that create these structures can shape change, and change can shape mental processes. This change may manifest itself in the form of development / dissolution. The process of change, especially dissolution, can be characterized by the concept of alienation. Although alienation is a concept used in theology, philosophy, sociology, psychology, medicine, and similar scientific fields, it has come to the fore with the discipline of sociology. At this point, Marx’s analyses of the economic roots of social life have an important place. İt is seen that the concept of alienation is used in analyses made about Turkish society. It is possible for various social segments to be affected positively and negatively due to economic, ethnic, ideological, and religious reasons before or after the change processes in society. Especially individuals who lack one or both physical and economic strengths (women, the elderly, the disabled, refugees, the poor, etc.) have been more affected by the change processes and have become unable to manage their mental and action processes. In the study, the situation of women in Turkish society was discussed within the framework of the concept of alienation, and the processes of alienation of the woman from her production activity, product, society, and species were evaluated based on Marx’s theory. The points where the lifestyle offered by modernity conflicts with the understanding of women shaped by traditional and religious perceptions and the negative consequences of this on women are questioned.

Keywords


                                                                                                                                                                                                        
  • Article Statistics