Uluslararası sistemde 1950-1975 yılları arasında Yapısalcı görüşler geçerli olurken, 1975’den itibaren günümüze kadar olan dönemde Neoliberal görüşler büyük bir üstünlük kazanmıştır. Son 75 yıldır bu düşünceler bir sarkacın bir taraftan diğer tarafa sallanması gibi tartışılmaktadır. Yapısalcı iktisatçılara göre gelişmekte olan ülkelerin piyasalarında yaygın bir şekilde piyasa başarısızlıkları bulunmaktadır. Yapısalcılara göre devlet müdahalesi piyasa başarısızlıklarını düzelterek daha yüksek bir iktisadi performansa yol açmaktadır. Ancak, Yapısalcı görüşlerin uygulandığı ülkelerde dış açık ve dış borç sorunları ortaya çıkmıştır. Krizden çıkış için az gelişmiş ülkeler IMF ile anlaşma yapmak ve yapısal uyum programlarını uygulamak zorunda kalmışlardır. Böylece, 1970’lerin sonlarına doğru Yapısalcı görüşler gözden düşerken Neoliberalizm gelişmekte olan ülkelerin kalkınma sürecini, hayat tarzını ve kültürünü etkilemeye başlamıştır. Neoliberal iktisatçılara göre demokrasi, serbest piyasa ekonomisi ve ekonomik büyüme performansı küresel yoksulluğun azalmasına yol açmaktadır. Çalışmada kalkınma paradigmalarındaki değişimle birlikte gelişmekte olan ülkelerde ulusal kalkınmacı politikaların gözden düşmesi ve Türkiye’de karma ekonomi modelinden Neoliberalizme geçiş süreci anlatılmaktadır.
In the global economy while Structuralist views became valid between the years 1950-1975, Neoliberal views achieved superiority in the period starting from 1975 till nowadays. Over the last 75 years these ideas have been discussed like a pendulum swinging from one side to the other. According to the views of structural economists, there are widespread market failures in the markets of developing countries. According to structuralists, state intervention leads to higher economic performance by correcting market failures. However, developing countries which followed structural policies had experienced current account deficits and high foreign debts. Most of the developing countries were forced to sign agreements with IMF and to apply structural adjustment policies. Therefore, as the views of Structural economists fell out of fashion towards the end of the 1970s, Neoliberalism began to affect the development process, life styles and culture of developing countries. According to Neoliberal economists, democracy, free market economy, economic growth performance lead to development and reduction in global poverty. Within this context, the study explains the fall of national developmental policies by a change in development paradigms and transition to a liberal market economy in Türkiye.