Çalışmada kadın yoksulluğuna yol açan etmenlerden demografik ve ekonomik etmenler birlikte irdelenmiştir. Demografik etmenler arasında yaş ve yaşam döngüsü, eğitim düzeyi, aile yapısı, çocuk sayısı, etnik ve kültürel aidiyet, sağlık durumu gibi unsurlar, ekonomik etmenler arasında ise küreselleşme, işgücü piyasasındaki cinsiyet eşitsizlikleri, finansal kaynaklara ve kredilere erişimde yaşadığı kısıtlılıklar ve bakım sorumlulukları araştırma kapsamında çalışmada analiz edilmiştir. Demografik faktörler, kadınların yoksulluk deneyimlerini önemli ölçüde etkiler. Yaşlı kadınlar sosyal güvenlik eksiklikleri ve düşük gelirle daha yüksek yoksulluk riski taşırken, genç kadınlar güvencesiz işlerde ve eğitim olanaklarına erişim kısıtlamaları nedeniyle ekonomik bağımsızlık kazanmakta zorlanmaktadır. Eğitim seviyesi düşük kadınlar, düşük ücretli işlerde çalışarak yoksulluk riskini artırmaktadır. Aile yapısı, özellikle tek ebeveynli ailelerde ekonomik zorlukları derinleştirir. Yüksek çocuk sayısı ve doğurganlık oranları, kadınların iş gücüne katılımını sınırlar. Etnik ve kültürel aidiyet, göçmen ve azınlık kadınların ekonomik fırsatlarını kısıtlar. Sağlık sorunları ise kadınların ekonomik bağımsızlıklarını engeller ve yaşam kalitelerini olumsuz etkiler. Kadın yoksulluğu, ekonomik, toplumsal ve yapısal eşitsizliklerin birleşimiyle ortaya çıkan çok boyutlu bir sorundur. İş gücü piyasasında cinsiyet eşitsizlikleri, düşük ücretler, finansal kaynaklara sınırlı erişim ve bakım sorumlulukları kadınları yoksulluk döngüsüne sokmaktadır. Küreselleşme, özellikle neo-liberal politikalar ve yapısal uyum programları aracılığıyla kadınların iş gücü piyasasındaki dezavantajlarını artırmış, düşük ücretli ve güvencesiz işlerde yoğunlaşmalarına yol açmıştır. Ancak, mikrofinans kurumları ve topluluk tabanlı örgütlenmeler kadınlara finansal kaynaklar sağlamıştır. Ayrıca, kadınların bakım sorumlulukları, iş gücüne katılımlarını kısıtlayarak yoksulluk risklerini artırmaktadır. Kadınların finansal okuryazarlık, kredi erişimi ve bakım yükü adil dağılımı konularında politika değişiklikleri önemlidir.
This study analyses the demographic and economic factors that contribute to women's poverty. The study analyses a number of demographic factors, including age and life cycle, education level, family structure, number of children, ethnic and cultural belonging, health status, and economic factors such as globalisation, gender inequalities in the labour market, limitations in access to financial resources and credit, and care responsibilities. Demographic factors have a significant impact on women's experiences of poverty. Older women are at an elevated risk of poverty due to a dearth of social security and a paucity of income, whereas younger women face challenges in attaining economic autonomy due to insecure employment and constrained access to education. Those with low levels of education are more likely to experience poverty as a result of being employed in low-paid roles. The structure of the family has a significant impact on economic hardship, with single-parent families experiencing particular difficulties. The presence of a large number of children and high fertility rates has the effect of limiting the participation of women in the labour force. Ethnic and cultural belonging can act as a limiting factor with regard to economic opportunities for migrant and minority women. The presence of health issues can impede women's economic autonomy and have a detrimental impact on their overall quality of life. The phenomenon of women's poverty can be understood as a multidimensional problem, the result of a complex interplay between economic, social, and structural inequalities. Gender inequalities in the labour market, low wages, limited access to financial resources and care responsibilities combine to create a cycle of poverty for women. The globalisation process, particularly through the implementation of neoliberal policies and structural adjustment programmes, has served to exacerbate the disadvantages faced by women in the labour market, leading to a concentration of women in low-paid and insecure employment. However, microfinance institutions and community-based organisations have provided women with access to financial resources, thereby enhancing their capacity to navigate the challenges posed by the globalisation process. Furthermore, the care responsibilities borne by women increase their risk of poverty by limiting their participation in the labour force. It is imperative that policy changes are implemented in order to enhance women's financial literacy, facilitate access to credit and ensure an equitable distribution of care burdens.