Almanya’daki Türk Göçmen Edebiyat Mucizesinin Tarihi Gelişimine Fakir Baykurt’un “Dil Kursu” Hikâyesi Örneği

Author :  

Year-Number: 2025-45
Yayımlanma Tarihi: 2025-06-18 10:54:57.0
Language : Türkçe
Konu :
Number of pages: 78-112
Mendeley EndNote Alıntı Yap

Abstract

Göç kişi veya grupların genelde sosyal, ekonomik, siyasal, kültürel sebeplerden isteyerek veya istemeyerek geçici bir süre bulunduğu yerden başka bir yere gitmek olarak tanımlanabilir. Ülkemizde ilk işçi göçü; 1960’lı yıllarda başta Almanya olmak üzere ülkeler arası alelacele, yabancı bir ülkedeki barınma, dil, ibadet, eğitim vb. yıllarca büyük acılara sebep olacak sorunlara yeterince değinilmeden imzalanan antlaşmalarla başlamıştır.İlk gidenler bu sorunları gerek Almanlara gerekse Türk kamuoyuna duyurabilmek amacıyla Türkçe sözlü, sazlı, mektup ve bazı Türkçe kısa edebi yazılarla bugünkü başarılı konumlarının temelini atarak aştılar. Ailelerini Almanya’ya getirmeleriyle dile-kültüre uyum sağlayan ikinci kuşağı bu sanatsal görevde kendilerinin yardımcı vekilleri olarak görevlendirdiler. Artık dile, kültüre hakim, haklarını bilen, ticarette, sanatta, edebiyatta başarılı Almanlarla yarışır, kendilerini Türk kökenli hakiki Alman vatandaşı hisseden üçüncü-dördüncü kuşak bu davayı sürdürmektedir. Bu çalışma kendisi de benzer zorlukları yaşayan siyasi göçmen, birinci kuşak öğretmen, yazar, sendikacı Fakir Baykurt’un “Dil Kursu” öyküsünde birinci kuşağın düştüğü traji-komik başarısız dil öğrenme ve başka maceralarını, metne bağlı karşılaştırmalı yöntemle göstermeyi amaçlar. Zorlukları yaşayan dedeleri sayesinde dördüncü neslin bulundukları mükemmel konuma gelmelerindeki eksikliklerin giderilmesine rağmen, bu kez Türkçe dil ve kültürlerini kaybetme tehlikesi, dedelerince yapılan yatırımlarının artık Türkiye’den Almanya’ya aktarılması gibi tersine dönen bir durumun daha vahim sonuçları getirmeden, metindeki bilimsel yorumlanan hatalardan ders çıkartılarak, Türkiye’de Alamancı olan dedeleri gibi bu sefer Yabancı konuma düşmemelerini iki kültür ve devlet arasındaki köprü vazifelerini ilerletme gerekliliklerinin metin analizleriyle anlaşılır hale getirilmesi amaçlanmıştır.

Keywords

Abstract

Migration can be defined as the temporary movement of individuals or groups from one place to another, usually for social, economic, political, or cultural reasons, whether voluntarily or involuntarily. The first labor migration in our country began in the 1960s with agreements signed hastily between countries, primarily in Germany, without sufficiently addressing issues that would cause great pain for years in a foreign country, such as housing, language, worship, and education. The first to migrate overcame these issues by laying the foundations for their current successful positions with Turkish spoken, instrumental, letters, and some short literary works in Turkish, in order to make them known to both the Germans and the Turkish public. They assigned the second generation, who had adapted to the language and culture by bringing their families to Germany, to be their assistants in this artistic task. Now, the third and fourth generations who are fluent in language and culture, know their rights, compete with successful Germans in trade, art and literature, and feel themselves to be genuine German citizens of Turkish origin, continue this cause. This study aims to show the tragicomic unsuccessful language learning and other adventures of the first generation in the story “Language Course” by Fakir Baykurt, a political immigrant, first generation teacher, writer and unionist who also experienced similar difficulties, with a comparative method based on the text. Despite the fact that the deficiencies in the fourth generation reaching their perfect position thanks to their grandfathers who experienced difficulties were eliminated, this time the danger of losing their Turkish language and culture, the investments made by their grandfathers being transferred from Turkey to Germany, the reverse situation, such as not falling into a foreign position like their grandfathers who were Germanists in Turkey, and the necessity of advancing their duties as a bridge between the two cultures and states, are aimed to be made understandable through text analyses by learning from the scientifically interpreted errors in the text.

Keywords


                                                                                                                                                                                                        
  • Article Statistics