Bu çalışma, 19. yüzyıl sonlarında Avrupa’da ortaya çıkan Art Nouveau akımının Osmanlı iç mekân mimarisine nasıl uyarlandığını ve bu sürecin küyerelleşme (glocalization) bağlamında nasıl biçimlendiğini analiz etmektedir. Çalışmanın amacı, Batı kökenli bir tasarım akımının Osmanlı kültürel bağlamında yalnızca biçimsel bir aktarım değil, yerel değerlerle bütünleşen özgün bir yorum olarak nasıl hayat bulduğunu ortaya koymaktır. Akımın Osmanlı coğrafyasındaki yorumunu anlamak amacıyla seçilen dönemin iki önemli yapısı olan Casa Botter Apartmanı ve Hıdiva Yalısı çalışmanın kapsamını oluşturmaktadır. Her iki yapının iç mekânları; merdiven formu, ferforje süslemeler, kapı ve pencere detayları, vitray kullanımı ve yüzey dekorasyonları üzerinden incelenmiştir. Çalışmanın önemi, Art Nouveau’nun Osmanlı’da sadece ithal edilmiş bir üslup olarak değil, yerel estetik anlayış, geleneksel malzeme ve süsleme teknikleriyle bütünleşen kültürel bir yeniden üretim olarak değerlendirilmesine ışık tutmasından kaynaklanmaktadır. Çalışma kapsamında nitel yöntem benimsenmiş; yapıların mekânsal elemanları biçimsel ve bağlamsal olarak analiz edilmiştir. Casa Botter Apartmanı’nda Art Nouveau’nun kıvrımlı ferforje öğeleri, vitray detayları ve organik formları; Osmanlı mimarisinin geometrik desenleri ve ahşap işçiliğiyle bütünleştirilmiştir. Hıdiva Yalısı’nda ise organik formlara sahip açıklıklar, el boyaması çiçek motifleri ve yoğun süslemeli ferforje korkuluklar; Osmanlı’ya özgü tablalı kapılar, simetrik plan kurgusu ve geleneksel malzeme kullanımıyla harmanlanmıştır. İki yapı örneği, Art Nouveau’nun Osmanlı bağlamında yalnızca görsel biçimleriyle değil, kültürel ve estetik değerlerle de yeniden yorumlandığını ortaya koymuştur. Art Nouveau’nun Osmanlı’daki uygulanışının bir stil aktarımı değil yerel değerlerle yeniden biçimlenen kültürel bir yorum olarak değerlendirildiği sonucuna varılmıştır.
This study analyzes how the Art Nouveau movement, which emerged in Europe at the end of the 19th century, was adapted to Ottoman interior architecture and how this process was shaped within the framework of glocalization. The aim is to reveal how a Western design movement was not merely transferred in a formal sense, but reinterpreted as an original expression integrated with local values in the Ottoman cultural context. Two significant buildings of the period, the Casa Botter Apartment and the Hıdiva Pavilion, were selected as case stud-ies. The interiors of both structures were examined through elements such as staircase forms, wrought iron ornamentation, door and window details, stained glass, and surface decorations. The significance of the study lies in its emphasis that Art Nouveau in the Ottoman context should not be regarded merely as an imported style, but as a cultural reproduction shaped through local aesthetics, traditional materials, and decorative techniques. A qualitative research method was adopted, and the spatial elements of the buildings were analyzed both for-mally and contextually. In Casa Botter, the curvilinear wrought iron elements, stained glass details, and organic forms of Art Nouveau were integrated with the geometric patterns and wood craftsmanship of Ottoman architecture. In the Hıdiva Pavilion, organically shaped openings, hand-painted floral motifs, and richly ornamented wrought iron railings were harmonized with paneled doors, symmetrical layouts, and traditional material usage characteristic of Ottoman design. These two examples demonstrate that Art Nouveau was reinterpreted in the Ottoman context not only through visual forms but also by incorporating cultural and aesthetic values. It is concluded that the implementation of Art Nouveau in the Ottoman context represents not a mere stylistic transfer, but a cultural interpretation reshaped through local values.