Refahın önemli göstergelerinden birisi kişi başına düşen ortalama gelirdir. Günümüzde yoksulluğu veya fakirliği açıklamak için araştırmacılar tarafından en sık kullanılan yaklaşımlardan birisi gelir yaklaşımıdır. Bu yaklaşıma göre geliri veya tüketimi toplum tarafından kabul edilen asgari geçim düzeyinin altında olanlar yoksul veya fakir olarak tanımlanır. Ortodoks ekonomi düşüncesine göre yüksek büyüme oranlarının yoksulluğu azaltacağı düşünülür. Ancak, çoğu gelişmekte olan ülkede yüksek büyüme oranlarına ulaşılmasına rağmen çok yüksek yoksulluk ve eşitsizlik görülmektedir. Kalkınma hedefi olarak yalnızca büyüme hedefinin belirlenmesi yeterli bir hedef değildir. Aşağı sızdırma stratejisi ile en yoksul grupların gelirlerinin artması, yoksulluğun ve eşitsizliğin azalması on yıllarca yıl sürebilmektedir. İslam kültürü belli sınırlar içerisinde kalmak kaydıyla daha iyi bir hayatı tavsiye etmektedir. İlahi mesaja göre kazanılan mal veya servet paylaşıldıkça meşruiyetini kazanmakta ve artmaktadır. Müslümanlar için sosyal adaletin olduğu yüksek verimli ekonomiler bir amaç olmalıdır. Bu amacın kültürel bir temeli bulunmaktadır. Bu bağlamda çalışmanın sonunda Türkiye için yüksek büyüme hedefleriyle birlikte gelir dağılımını düzelten politikaların karışımını içeren bir kalkınma stratejisi önerilmektedir.
One of the important indicators of social welfare is the average income per capita. Today, income approach is one of the most frequently used approach by researchers to explain poverty. According to this approach, those whose income or consumption is below the minimum subsistence level accepted by the society are defined as poor. According to orthodox economic thought, high growth rates are assumed to reduce income poverty. However, in most developing countries despite high growth rates, very high poverty and inequality are observed. Setting the growth target alone as a development target is not sufficient. With the trickle-down strategy, it can take decades for the poorest groups to increase their income and reduce poverty level. Islamic culture recommends a better life, provided that it stays within certain borders. According to the divine message, the wealth gains its legitimacy by redistribution of riches. Islamic culture reveals a development strategy for Muslim societies. Therefore, for Muslim societies achieving highly productive economies with social justice should be a main goal. This development goal has cultural roots. Within this context, a development strategy is suggested for Turkey that includes a mixture of high growth targets with redistribution policies that reduces income inequality.